UYGUR: “TÜRKİYENİN EKONOMİK OLARAK GELİŞMESİ İÇİN DÖVİZ KAZANDIRICI İŞLER YAPMASI GEREKİR.”

Ardahan yatırım için uygun bir yer değil. Sadece bizim doğduğumuz, büyüdüğümüz yer olduğu için oraya da bir katkımız olsun diye ne olabilir, ne yapabiliriz diye bizde yapı sektöründe orada bir şeyler yapılabilir kararı oluştu.

3.09.2020 08:39:00 0
 UYGUR: “TÜRKİYENİN EKONOMİK OLARAK GELİŞMESİ İÇİN DÖVİZ KAZANDIRICI İŞLER YAPMASI GEREKİR.”

- Cemal Uygur kimdir?

Cemal Uygur: 1953 Ardahan Büyük Sütlüce köyü doğumluyum. İki çocuk babasıyım. ilk ve Ortaokulu Ardahan’da okudum. Liseyi İstanbul Haydarpaşa’da yatılı okudum. 3 kardeşte o şekilde okuduk. Hiç ara vermedim 22 yaşında İstanbul Teknik Üniversitesi Makina Mühendisliği bölümünden mezun oldum. Daha sonra profesyonel yönetici olarak fabrikalarda, sanayide şef olarak başladım, genel müdürlüğe kadar yükseldim. Hem çalışıp hem yabancı dil öğrendim. Almanca ve İngilizce biliyorum. Şirketlerde çalışırken yurt dışı firmaları ile görüşmelerimiz oldu. Yurt dışındaki firmaların teknolojilerini gördük, çalışma tarzlarını, yaşam şekillerini görmüş olduk. Belli bir döneme geldikten sonra bazı ihtiyaçların olmasından dolayı ayrıldık. 1996 yılında Hazar el aletleri şirketini kurduk. Bu arada üretime geçemedik çünkü malzeme fiyatına Çin’den ürün geliyordu. Bu yüzden 2016’ya kadar otomotiv yan sanayi  yapmaya başladık. Emeklilik yaklaşınca ve yaşta ilerlediği için Ardahan’a yatırım yapalım dedik.

-Ardahan’da bir yatırımınız oldu. Faaliyet alanınız ve karşılaştığınız zorluklar nelerdir?

Cemal Uygur: Ardahan yatırım için uygun bir yer değil. Sadece bizim doğduğumuz, büyüdüğümüz yer olduğu için oraya da bir katkımız olsun diye ne olabilir, ne yapabiliriz diye bizde yapı sektöründe orada bir şeyler yapılabilir kararı oluştu. Bazı arkadaşlara daha büyük bir sermaye ile ortak bir şey yapalım dedik, kimse yanaşmayınca arkadaşlar “ Yapmak istiyorsan tek başına yap kafanda rahat olsun” dediler, öyle yaptık. Kura yapı ve makina elemanlarını onun için kurduk. Hedefimiz üreteceğimiz dekorasyon ürünlerini Azerbaycan ve Gürcistan’a ihraç etmektir. Bir kere orada sanayi sitesi yok. Eski Hanak yolunda Organize Sanayı sitesi yapılmış, elektrik dışında bir alt yapı yok. Yol bile doğru düzgün yok. Orada yatırım yapmanın imkanı yok. Dedik küçük sanayi sitesinde bir dükkan kiralayalım orada bir başlangıç yapalım. Bir yer kiraladık harabe halindeydi. Tamirini, bakımını yapabildik. 2. yılında kış aylarında gidemiyoruz zaten yaz aylarında faaliyetlerimize devam ediyoruz. Elektrik sıkıntısı var. Sanayi bölgesine 12 watt elektrik veriliyor. Alt yapısı çok kötü, su giderleri kötü yağmur yağınca birikim oluyor. Çöpler toplanmıyor. Biz buradan yatırım için gittik kimsede hoş geldin demedi. İlgide görmedik.

Ardahan’a çok özel teşvikler verilmesi lazım. Buraya giden insanlara da yerel yöneticilerin destek olması lazım. Ardahan’da bir yatırımcı olarak gerekli ilgiyi görmedik. Ne yapabiliriz? Ne katkımız olabilir? diye kimse bize bir şey sormadı. Yerel idareciler bize gelmişsin buraya ne yapıyorsun? Ne yapmaya çalışıyorsun?  Bir katkımız olabilir mi? diye ya da atölye önünü düzenleyebilir miyiz ?veya elektrik yetmiyorsa elektrik konusunda sana destek olabilir miyiz? Şimdi biz makinaları çalıştırmaya başlıyoruz düşük voltaj yüzünden diğer dükkanların elektrikleri kesiliyor. Elektrik yetersiz. Valinin, Belediye Başkanının ilk önce sanayi sitesinin alt yapısını, kanalizasyonunu düzgün yapılması, elektrik voltajının 12 watt’dan 100 watt’a yükselmesi lazım. Bunların yapılması için gerekli girişimlerde bulunacağım.

Kura ürünlerini ”kuraart” instagram hesabından takip edebilirsiniz.

-İstanbul’daki Ardahan STK’ların çalışmalarını nasıl görüyorsunuz?

Cemal Uygur: Şimdi burada Dernekler, STK’lar çok eleştiriliyor ama ellerinden gelen önemli hizmetler yapıyorlar. Kaz geceleri yapılıyor, burada hem hemşehrilerini bir araya getiriyor, hem de kaz eti ikram ederek bölgedeki kaz yetiştirici köylülere katkı sunuyorlar. Eleştirmek doğru değil az veya çok bir şeyler yapılıyor.

-Sanayi tarihi konusunda araştırmalarınız var. Çalışmalarınızı bir kitap yapmayı düşünüyor musunuz?

Cemal Uygur: Konu ile ilgili kitap fuarlarında ve sahaflarda eski sanayi tarihi kitapları ilgimi çekti. Osmanlı’dan itibaren sanayi ve iktisat tarihi ile ilgili kitaplar elime geçti. Bu kitapları inceledim aşağı yukarı bir kitap yazacak kadar bilgim var. Bu işe zaman ayırmak lazım. Çünkü roman yazmaya benzemez, içerisinde rakamlar var doğru bir şekilde aktarmak lazım.

- Ardahan’a gittiğinizde hangi eksiklikler dikkatinizi çekiyor ve neler yapılabilir?

Cemal Uygur: Bu Türkiye’nin genel sanayi politikalarının bir parçası, Ardahan’ın sanayisi olmaması. Özelikle Kuzeydoğu Anadolu’da yatırım yapılmak istenmiyor gibi. Politikalara bakarsak onu anlıyoruz. Nerden anlıyorsun diyeceksin. Mesela 6. bölgededir Ardahan tespitlerde, Diyarbakır’da 6. bölgede. Şimdi Diyarbakır ile Ardahan’ı karşılaştırmak mümkün olabilir mi? Malatya’da öyle Şanlıurfa’da öyle. Bu arada teşvik veriyormuş gibi yapıp vermemek üzerine kurulmuş bir şeydir. Kağıt üzerinde veriyormuş gibi yapılıyor. Teşvik öyle yapılmaz, teşvik Almanların yaptığı gibi 1 marka bir fabrikayı verdiler. Bir Türk’te bir fabrika aldı. Şartları şu yatırım yapacaksın, burada istihdam yapacaksın, insanları işten çıkarmayacaksın. Yerel unsurlar yani Vali ve Belediye Başkanları yardımda bulunuyorlar. Bir harfiyat yapılacaksa belediye yapıyor. Belediye diyor sen parayı git makina yatırımına yap. Belediye gidip iş adamına teklif ediyor.

-Ülkemizdeki son dönemde ekonomik durumu nasıl görüyorsunuz?

Cemal Uygur: 1950’den bu yana Ticaret Bakanlarının özgeçmişlerini incelediğimizde hiç biri sanayici değil, hiç biri sanayide çalışmamış. Meslek olarak iktisatçıdır. Sahayı bilmeyen insanlar ayrıca televizyonlarda, açık oturumlarda gazeteciler konuşuyor, akademisyenler konuşuyor bunlarda klasik real sektörde çıkan insanlar değil. Dolasıyla sanayi ve teknoloji konuşanlar gazeteciler ile akademisyenler hiç bir Allah’ın kulu da bu real sektörde bir adam çağıralım da konuyu bize bir izah etsin diye düşünmez. Amaçları Sanayi konuşmak değil, onlar kendi istedikleri düşünceyi topluma empoze etmek, istedikleri odur.

-Son günlerde ülkemizde bir ekonomik kriz olduğu söyleniyor. Sizce ekonomik kriz var mı?

Cemal Uygur: Var, bu son ekonomik kriz daha uzun sürecek, çünkü yapısal bir kriz. Bu günkü yönetim şekli ile de bağlantılı. Türkiye’nin ekonomik olarak gelişmesi için döviz kazandırıcı işler yapması gerekir. İhracata dönük üretim yapması lazım. Turizm ile ilgili, müteahitlik hizmetleri  ve taşımacılıkta döviz kazanılabilir. Bunlar içinde en önemlisi sanayi üretimidir. Çünkü sanayi üretimi olduğu zaman daha uzak ülkelere ihracat yapabiliyorsunuz. Genel sanayi geliştiği zaman savunma sanayide gelişir.

-Çin’den yapılan ithalat yerli sanayiyi etkiliyor mu?

Cemal Uygur: Tabii etkiliyor. AKP iktidara geldiğinden beri, hatta Kemal Derviş döneminde başlayarak yüksek faiz, düşük kur politikası izlediği zaman ithalatı cazip hale getiriyorsunuz. Uzun süre 2014’e kadar döviz yerinde saydı hatta düştü. Dolaysıyla ihracat yapan, üretim yapan her sektör bundan büyük zarar gördü. Sonra deniz bitince döviz mecbur yükseldi. Ama çoğu şirkette bu arada batmış oldu. Yüksek kur düşük faiz politikası yürümesi lazım, dengeye gelene kadar.

-Son olarak eklemek istediğiniz bir şey var mı?

Cemal Uygur: Türkiye’nin Teknoloji düzeyi konusunda konuşulan yanlış şeyler var. Onun sebebi de ilgili kişiler konuşmadığı içindir. Türkiye’nin Teknolojisi düşük değil. Türkiye’deki problem şirketlerin bünyesinin küçük olması, sermaye yapısının küçük olması. Örneğin Volkswagen’in yılık 300 milyar dolar cirosu var. Diğer Samsun, Ford gibi. Türkiye’nin ilk 100 firmasını topladığınızda onların yarısı ediyor. Ben doğduğumda bizimkiler Kore’yi kurtarmaya gitmişler. 1980’de, biz sanayide G. Kore’den öndeymişiz. Peki şimdi nasıl oluyor da G. Kore sanayi ve teknolojide bizden ileridedir. Şu anda Türkiye Dünya’da ilk 20’den düşmek üzere. Türkiye’nin teknolojisi kötü değil ortanın üstündedir. Ama şirket yapıları yeterli düzeyde değil. Zannediliyor ki televizyon, cep telefonu gibi dijital yaparsanız yüksek teknoloji yapmış olursunuz. Halbuki kaşık üretirken yüksek Teknoloji kullanabilirsin veya elle de yapabilirsiniz. Saatte bin tane teknoloji ile yaparsın, ama el ile yaparsan iki tane yapabilirsin. Teknolojideki bu farkı sanayide olmayan birisinin anlaması mümkün değil.